ay ken yu ken vat ken yu du

çiek böcek kelebeeek

20 Kasım 2010

ben. sahiden ben. her neysem işte.

Aslında yazı yazmayı sevmem ben çoğu şeyi sevmediğimi söyleyip yaptığım, sevdiğimi söyleyip yaptığım nadir görülen şeyler gibi.
yemek yapmayı severim mesela ha bilmem o ayrı, sevmekle bilmenin arasındaki ilişkideki gibi çok bilenin az sevmesi teorisine dahildir belki bu da.
bulaşık yıkamayı sevmem işte bu da sürekli yaptığım sevmediğim şeylerden, anlamam da bulaşıkla sevmemenin ilişkisini en nihayetinde sen yedin dimi?
telefonu da sevmem her saniyemi onunla paylaşmayı sevdiğimle aramda aracı olmasını sevmem yaptığı bütün iyilikleri suistimal etmek isterim hep.
telefon ışığına özel bi ilgim olmadığı söylenemez biraz arsızlıktan biraz şımarıklıktan akla geldiğimi gördüysem sevinir gülücükler atarım
lakin şarjı bitiyo diye ya da canı sıkıldı diye yaktıysa kendini kinlenirim dudaklarımı sıkarım(diş raddesine vardırmam pek).dün yere düştü sesi
kısıldı bi süre de düzelmedi içim burkuldu ameliyattı filan derken masrafından değil de bi süre ayrı kalmamız gerekir diye.. neyse ki düzeldi şimdi
pohpohluyorum kıymet anladım sanırım. genelde hep kaybedince kıymet anlarım hoş çok klasik bu muhtemelen çoğu insan öyledir ama böyle bi laf
olduğuna göre kaybetmeden anlayabilen de vardır muhakkak bak şimdi kıskandım onları. böyle olur olmaz kıskançlıklarım vardır, pek olmaz değil
aslında bence gayet oluru olan kıskançlıklar bunlar sonuçta insan dediğin erişemediğini kıskanır hadi çok kibarcık olanlar imrenir filan ama hepsinin
kökeni aynı değil mi? aklımdan geçen her kelimeyi tutmak isterim çoğu zaman bazılarını o kadar severim ki sarılmak bile isterim ama böyle sembollere
dönüşünce ne bileyim sıradanlaşıyorlar sanki işte herkesten olanı sevemiyorum. çok olanı çok sevileni çok okunanı çok yeneni sevmem belki de çok'adır
garezim pekte düşünmedim sevmem işte sevginin nedeni mi olurmuş hem.. öyle her şeye inanmam kuşkucuyumdur çok, suya tuz atınca geç kaynamasını gözümle görmek
isterim belki de kutsalla aramda olan ilişki de bundan biraz kopuktu hep. aslında bi tanrıya inanmak isterim sonuçta her zaman kızmak ya da küfretmek için
biri şart ya da en olmadı yalnız olmadığını bile hissedersin belki bilemiyorum tanrısı olanlara danışmalı. hakimiyet sevmem hükmetme heveslisinden koşarak
uzaklaşmak isterim ama işte bazen kaçamam biraz da üşengeç olduğumdan süründürürüm olayı tabi eninde sonunda sonuca ulaşır da bu süreçte açılan
yaraları sarılarak iyileştirmekte zorlaşabilir.canım çok acımaz ya da acıttığım kadar acımaz demek daha doğru sanırım.çok çarparım keserim vururum kanatırım yakarım
ama alışırım iz bırakmaması kaydıyla tabii yoksa iz bıraktıysa bende istenmeyenler çirkin olurum çok kızgın olurum üzgün olurum buruk olurum. sinirlenince koşmak
isterim gidebildiğim kadar uzağa yorulabildiğim kadar yorulup dönerken iç koşumdan yatıştığımı hissetmek hoşuma gider. akışına bırakamam ben, kontrol
manyağı sayılmam ama içinde olduğum şeye elim değsin isterim yönünü değiştirmesem de yolundan çevirmesem de istemediğim yolda çakıl taşı olmak ya da istediğim
yolda arkadan esen rüzgar olmak önemli hissettirir kendimi kendime. türk filmlerinde başına kötü şeyler gelmiş insanlar sonunda mutlu olduklarında geçmişlerini
unutamam ben onca acıdan sonra insan nasıl mutlu olur anlayamam. kötü karakterlerin sonunda merhametli olmalarını da kabullenemem istikrarlı olsun isterim insan
kararlı olsun isterim belki de hep olmak istediğimi, görmek istediğim için.. yalnız kalmaktan çok korkarım , kalabalıktan korktuğum gibi.. birini tercih etmek
zorunda bırakılsam ikisini de etmem çünkü tercih etmek zorunda kalmaktan nefret ederim. yalnız uyumak istemem hiç, sevdiğim bi şey hep yanımda olsun isterim
öyle oyuncakla filan uyumak gibi alışkanlıklarım olmadı pek genelde yastığımı çarşafımı sevdim onlarla uyuduğumda yalnız hissetmedim kendimi. yataktan kalktığımda
da çarşafımı düzeltmek istemem o birliktelik duygusu hep kalsın sevdiğim hiç değişmesin isterim yoksa dağınıklık denilen şey bu mu, buysa da dağınığım ve düzenli olan
her şeye karşıyım. birisiyle birlikte uyumak zordur benim için nefes hissetmekten pek hoşlanmam ama çok seviyosam arada nefes alıp almadığını bile kontrol ederim.. sıcağı sevmem ama sıcaklık hissetmeyi severim sıcaktan dokunamıyosam ağlamak
isterim. başkalarının yanında ağlayamam çok ancak hafif dönüyosa başım nedense hep ağlamak gelir içimden tutamam.. sevgi arsızıyımdır en aşırı olanından hem de
öyle mızmızlanmak dudak bükmekten çok ilgi istiyorum diye bağırırım daha çok işe yaradığından değil ama bekleyemem o anda istiyosam hemen olmalı bunun için de
en direk yoldan söylerim hep böyleydim küçükken de dinlenmediğimi hissettiğimde annemin başını çevirir beni dinlee derdim. isteklerime göre yaşadım hep yaşıyorum da.
mantıksız değilimdir ama isteklerim hep ön plandadır bi şey yapmak istemiyosam şımarıklığa vurmam işi şartları değerlendirir ona göre düşünürüm ama istemediğim bi şeyi
bana yaptıranı hiç bi zaman sevemem seviyomuş gibi davranırım o da en fazla. istediğim olmadığında çok üzülmem ama istemediğim olduğunda çoktan daha fazla şeyler
yaşarım.insanları severim ama pek yaklaşmam bazen korkarım bilinmeyenin gizemine kapılmak gibi huylarım fazla gelişmediğinden ihtiyacım olan ve bana ihtiyacı olan insanların
yanında olurum diğerlerini incelenmeye değer görürüm o kadar. fazla hasta olmam ama olduğum zaman hiç istemediğim kadar ilgi ve sevgi isterim üşüyen ayağımın
avuca alınmasını yanağımın okşanmasını severim. dayanamadığım bi şey de avucun yanağımı sarmasıdır en çok o zaman aramın iyi olmadığı güven duygusunu
hissederim ve nolursa olsun huzur bulurum.. nescafeyle çikolata hayatımda değişmesini istemediğim şeylerin başını çekerler çok severim pek severim en severim, asıcaz seni
deseler ikisinin tadı ağzımda ve kokuları burnumdayken asılmak isterim... moru severim bana kattığı heyecanı samimiyeti soğuk ama içten duruşunu hiçbi şeyle değişmem.
çileğin bedenimde ve ruhumda yaptığı etkiye hayranım büyü diye bi şey varsa onun ancak çilek yediğimde başıma geldiğine eminim(bi şey daha var ama onu söylemem)
kokuya olan hassasiyetimin de etkisiyle onun beynimde yaptığı etki dudağımda bıraktığı tatla birleşince... işte bu sansürlenir.
sevdiceğin lacivert olanını severim. ve en çokta sevgili sevmesini severim çünkü en güzel o sever ve en kıymetli odur. vazgeçemeyeceğim tek yer dünya yoksa onun içindeki her yerden çabuk sıkılıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder