ay ken yu ken vat ken yu du

çiek böcek kelebeeek

14 Aralık 2010

Yavrum Doçland

bir heyecana kapılıp alamanyaya sefer düzenlemeye kalkıştık. pasaportuydu schengen'iydi derken şimdiden bezmiş bulunmaktayım. (bu arada daha sadece öğrenci belgesi için başvurdum) almancaya pekte meraklı değilim aslında ama "nerde beleş oraya yerleşgiller"den olduğum için ev arkadaşımın ananesinin orda evi olmasından ötürü bir şekilde sokuşturdum kendimi araya. ha çokta iyi oldu çokta güzel oldu orası ayrı. "bir dil bir insan üç dil beş insan" felsefesinin yanında şu yaşlarda(20 civarı) gezmeyeceksin de ne zaman gezeceksin azizim dedim kendime. hem beleş yerde var oralarda şimdi kalacak yer bulacaksın da falan da filan da hani boş mezar olsa misali benimki işte. gel gör ki şu sıkıntılı günlerde bu iş biraz tuzlu geldi. oraya buraya harcamayayım aman dışarıda yemeyeyim(öğrenci evinde içeride ne yiyebileceksem(!) ) derken etrafımdaki insanları fazlasıyla darladığımı fark ettim. fena bir şey tabi. mesela yarın pasaport için fotoğraf çektirmem lazım ona para ver sonra pasaport başvurusunda 95+50 ver haftasonu da ev arkadaşının doğum günü olsun hem hediye hem kutlama derken... sustum. kısaca şöyle ki hayat zor ve tuzu fazla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder