ay ken yu ken vat ken yu du

çiek böcek kelebeeek

13 Şubat 2011

ya olmasaydı?

sahi ya telefon olmasaydı? herkes hayatı boyunca bi kere düşünmüştür bunu o kadar uzun boylu değilse de muhakkak aklımızdan geçmiştir ya da en azından "iyi ki var şu meret" dediğimiz olmuştur. uyuyamadım ve çok sevdiğim bir arkadaşıma mesaj attım sonra cevap beklerken uykum daha da kaçtı. uzun zamandır görüşememiştik aynı şehirde olmamamızın da büyük etkisi vardı ama yine de haftasonları görüşme imkanımız oldukça fazlaydı.görüşememiştik işte bir türlü üstelik sürekli haberleşmemize rağmen denk getiremedik. öylece yatarken birden telefon olmasa napardık diye düşünmeye başladım. teknolojiyle her şeyin saflığını dürüstlüğünü kaybettiğini düşünmeye başladığımız şu dünyada bir durup hayal ettim.
mesela herkes kolunda ya da cebinde taşımaya devam etseydi saatlerini, randevularımızı küçük ajandalara yazsaydık. küçük çevremizde kendimize ait dünyamız için var olsaydık. zoraki ilişkiler başladığı gibi bitseydi. uzaktaki sevdiklerimizle mektuplaşarak haberleşseydik daha bi kıymetli olurdu sanki her gün anlam yüklemeden söylediğimiz "naber"den. buluşmak için karşılaştığımızda haberleşsek ya da birini görmek için kapısına gidip beklesek... kimsenin o kadar vakti yok değil mi? oysa ki ben çok isterdim sevdiğim insanı sadece eve geldiğinde görebileceğimi bildiğim için kapısında beklemeyi. belki de o zaman ilişkiler bu kadar yıpranmaz insanlar birbirlerinden bu kadar bıkmazlardı. bunların hepsini telefonla konuşmayı yeterince seven ve mesajla arası iyi olan biri olarak söylüyorum. hayatımda telefon olmasaydı bütün ilişkilerimin emek ve çaba sayesinde daha güçlü olacağına inanıyorum şu an. bu düşüncelerim uyandığımda fazla bir anlam taşımayacak biliyorum ama anlıkta olsa çok istedim bunu. hayal ettiğim belki de annem ve babamın tam da bahsettiğim gibi olan gençlik zamanlarında yaşamak istedim ben de. ahh keşke. keşkesiz hayatlara...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder